Atatürk ve Alçakgönüllülüğü

Kadınlar için İÇİMİZDEN BİRİ "ATATÜRK" bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Atatürk ve Alçakgönüllülüğü hakkında detaylı bilgiye ulaştınız. Dilerseniz İÇİMİZDEN BİRİ "ATATÜRK" kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Atatürk ve Mütevaziliği

İzmir kurtuldu, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler. Trene binerler kompartımana çekilirler. Ertesi gün kompartımanı çalar yaveri, açar yorgun, bitkin, kravatını yıkamaktadır Atatürk. Yaveri "ya paşam bu ne hal hiç uyumadınız herhalde niye böylesiniz" der. "Ya çocuk kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı setremi yastık yaptım düşündüm bende uyumadım kalktım" der. Yaveri; "aman paşam! Birimize haber vereydiniz hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik" der. Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan söylüyor bunları tarihi bir cevap derki "Geç fark ettim hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. Hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil milletimin rahat uyuması". Var mı böyle bir şey! Bu insana diktatör demeye kimin dili varabilir. Ayaklarının altına Yunan bayrağı serildiğinde bayrak bir ulusun onurudur diye basmayıp kaldırtan bir insanın kendi milletinin inancını çiğneyebileceğini kim düşünebilir? 

İstanbul Üniversitesinin açılış töreni. Çok mütevazı bir salon, tahta iskemleler, ortaya ATATÜRK'ün oturması için kırmızı renkte süslü muhteşem bir koltuk konmuş. Profesörlerle birlikte geliyor, buyurun diyorlar. Bir koltuğa bakıyor dönüyor profesörlere, aynen şunları söylüyor; "Sizlerden öğrenecek o kadar çok şeyim olduğuna göre bu koltuk sadece sizlere layıktır" diyor. En kıdemli profesörü o koltuğa oturtuyor ve kendisi tahta iskemlede programı sonuna kadar izliyor. Evet yani kendince hak etmediği hiçbir koltuğa oturmayan bir Mustafa Kemal'i görüyoruz orada. 

Bu arada İstanbul ve Ankara illerinden birisine ATATÜRK adının verilmesi için bir kanun önergesi veriliyor meclise. Ya İstanbul'a ATATÜRK diyorduk ya Ankara'ya. Bu önergeyi vereni hemen çağırıyor ve aynen şunları söylüyor ;"Bir ismin dillerde kalması için şehrin temellerine sığınmasına gerek yoktur. Bakın bu şehrin ismi İstanbul ama Fatih Sultan Mehmet'i hemen hatırlıyoruz. Eğer ben bir şey yapabildiysem bunu binaların tepelerine, şehrin temellerine ismimi yazarak değil milletimin kalbine yazarak anılmak isterim" diyecek, hiçbir yere adının verilmesini kabul etmeyecektir. 

Bir öğrenci anlatıyor, Mahmut SADİ. Şöyle anlatır Mahmut SADİ. "Yıl 1923. İstanbul Üniversitesinde öğrenci olduğum sıralar. Okul duvarında bir ilan görüyorum. Avrupa'ya talebe yollanacaktır. Allah Allah diyorum, ülke yıkık dökük yıl 1923 Avrupa'ya talebe! Lüks gibi gelen bir şey, ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içerisinde 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına ATATÜRK "Berlin Üniversitesine gitsin" diye yazmış. Zaman geldi. Sirkeci garındayım, ama kafam öyle karışık ki gitsem mi kalsam mı, orada beni unutur mu bunlar, para yollarlar mı, gurbet ellerde ne yaparım? Bir an gitmemeye karar verdim, döndüm. O sırada bir müvezzi ismimi çağırdı "Mahmut SADİ, Mahmut SADİ, bir telgrafın var" telgrafı açtım aynen şunlar yazıyordu "sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum alevler olarak geri dönmelisiniz". Var mı böyle bir şey? 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hesap edebilen bir lider dünya lideri olmasın da ne olsun. Yıl 1923, biz evimizde bir çocuğumuzun huyunu değiştiremiyoruz bir huyunu. Tüm ülkenin huyu değişiyor. Bunla uğraşan bir insan yolladığı 11 öğrenci nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hissedebiliyor. Mahmut Sadi devam ediyor "gel de şimdi gitme, git de orada çalışma, dön de bu ülke için canını verme".diyor...

(Devamı takip eden makalelerde)

Kaynak: Prof.İlknur GÜNTÜRKÜN KALIPÇI'nın Konferansı

Yazar
En Pratik Kadın
Eklenme Zamanı
15.03.2015 13:33:24
Yorum sayısı
0
İlgili Makaleler
Dünyanın Gözü İle "Atatürk"
Dünyanın Gözü İle "Atatürk"
Dünyada Atatürk'e Verilen Değer Hadi gelin Haiti'ye gidelim. Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı ölür. Bir vasiyet bırakmıştır. Haiti'ye baktım haritada bir kutup kadar uzak ülke. Haiti Cumhurbaşkanı 1996 da öldüğünde vasiyeti açılır. Vasiyetinde mezar taşına yazılması için bir metin bırakmıştır. Haiti Cumhurbaşkanının bugün mezar taşında yazan hitabeyi sizlerle paylaşmak...
»» devamını oku »»
Bilinmeyen Yönleri İle "Atatürk"
Bilinmeyen Yönleri İle "Atatürk"
Atatürk Çiçeği ve Kültür Antropoloğu Atatürk   Bizler iyi değerlendirememişiz onun çevre hareketini ama bakın dünya ne güzel değerlendirmiş hareketini. Ben size bu bilgileri vermek için 1919'dan başladım ve bugüne kadar çıkan bütün gazete ve dergileri tarıyorum. Taramam sırasında 28 Temmuz 1933 günün gazetesinde bir haber okudum. İnanılmaz bir haberdi. Hani bir çiçek...
»» devamını oku »»
Atatürk ve Doğa Aşkı
Atatürk ve Doğa Aşkı
En Büyük Çevreci "Atatürk" Yıl 1930 ATATÜRK Yalova köşküne doğru çıkmakta. Bir de bakar bir bahçıvan koca bir çınar ağacını kesmek üzeredir. "Yahu" der "sen hayatında hiç böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki? Kesmeye muktedir görüyorsun kendini ve niye ?" der. Bahçıvan derki; "Paşam çınar ağacının kökleri köşkün temelini kaldırdı, yaprakları da köşkün pencerelerine müdahale...
»» devamını oku »»
Kurtuluş Savaşı ve Kadınlarımızın Fedakârlıkları
Kurtuluş Savaşı ve Kadınlarımızın Fedakârlıkları
Kurtuluş Savaşında Kadınların Kahramanlıkları Atatürk bu savaşta Ayşe Hatunu tanımıştır Ayşe Hatunu hepimiz tanıyoruz. Bilmeyen var mı içimizde? Onun yapabildiğini acaba hangi ülkenin kadını yapabilir? Ya da zamanımızda hangi kadın yapabilir? Biliyorsunuz sekiz aylık kızı kucağında omzunda mermi ve cepheye cephane götürüyor. Sekiz aylık kız dinler mi düşmanı, ağlamaya...
»» devamını oku »»
Atatürk
Atatürk'ün Milletine Olan İnancı
Atatürk'ün Milletine Olan Bağlılığı ve Sevgisi Peki bu arada dünyaya o kadar çok ilk hediye etmişiz ki bunlardan bir tanesi de üniformalı ve rütbeli kadın asker ilk defa bizim ordumuzda, bizden dünya orduları örnek alıyor. Kurtuluş Savaşında rütbe alan kadın askerlerimiz ; Binbaşı Ayşe ALTUNTAÇ , Üsteğmen Emine VARDARLI, Üsteğmen Fatma ŞİMŞEK . Ama dünya tarihine tek geçen...
»» devamını oku »»
Atatürk ve Sanat
Atatürk ve Sanat
Atatürk'ün Sanata Verdiği Değer ATATÜRK Galip ARCAN 'ın yazdığı "Sırat Köprüsü" adlı piyese davetlidir. Davetiyede böyle yazar piyesin başında mutludur biraz sonra sinirlenmeye başlar bir müddet sonra bitince "bana Galip ARCAN'ı çağarın!" der. Galip ARCAN gelince "bu piyesi siz mi yazdınız? "der. "Evet, paşam ben yazdım". "Hayır, bu bir Bolunun Flor Doranj adlı Boldvilin'in...
»» devamını oku »»
Yorum Yaz
Yeni Yorum Ekliyorsunuz !
Rumuz (*) Mail Yorum (*) Gönder