Kadınlar için İÇİMİZDEN BİRİ "ATATÜRK" bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Atatürk'ün Milletine Olan İnancı hakkında detaylı bilgiye ulaştınız.
Dilerseniz İÇİMİZDEN BİRİ "ATATÜRK" kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Atatürk'ün Milletine Olan Bağlılığı ve Sevgisi
Peki bu arada dünyaya o kadar çok ilk hediye etmişiz ki bunlardan bir tanesi de üniformalı ve rütbeli kadın asker ilk defa bizim ordumuzda, bizden dünya orduları örnek alıyor. Kurtuluş Savaşında rütbe alan kadın askerlerimiz; Binbaşı Ayşe ALTUNTAÇ, Üsteğmen Emine VARDARLI, Üsteğmen Fatma ŞİMŞEK. Ama dünya tarihine tek geçen bir üsteğmenimiz var; 700 erkek 43 kadından oluşan bir müfrezenin reisliğine bizzat ATATÜRK tarafından atanmış, Üsteğmen Kara Fatma. Evet dünyadaki ilk müfreze reisi kadın unvanını taşır Kara Fatma. Kara Fatma Erzurumlu; Erzurum'u 13 kadınla müdafaa ediyor, atına atlıyor Bursa'ya kadar geliyor, Bursa'nın Kurtuluşuna da tanık oluyor.
Bursa'ya kadar gelmiş, üç oğlunu şehit vermiş, kızının parmakları İzmit muharebesinde kesilmiş, sadece savaşı anlatmak için sayfalar gerekir Kara Fatma'nın. Ama Tamim gazetesini okuyorum, Tamim gazetesini okurken Kara Fatma'yla yapılmış bir röportajı okudum, inanılmazdı. Gazeteci soruyor diyor ki; "çok fakirsin çok çok ihtiyacın var paraya neden üsteğmenlik maaşı sana bağlanan maaşı Kızılay'a bağışladın" diyor. Verdiği cevap tarihi bir cevap aynen şöyle; "Ben Kurtuluş Savaşında yaptıklarımı bir menfaat ve çıkar karşılığında yapmadığıma inandığım için en son vatani vazifem olarak maaşımı Kızılay'a bağışlıyorum" diyecektir. Bu bana neyi hatırlattı biliyor musunuz? ATATÜRK'e bir gazeteci sorar; "neden mal ve mülkünüzü milletinize bağışladınız" diye.
ATATÜRK'ün verdiği cevabı aynen aktarıyorum: "Mal ve mülk bana ağırlık yapıyor, onları asıl sahibi olan milletime bağışlamaktan ferahlık duyuyorum. Zenginlikten ne çıkar asıl zenginlik insanın manevi şahsiyetinde olmalıdır." diye cevaplayacaktır. Ne güzel değil mi en son kademeden en tabana kadar, kadınından erkeğine kadar hepsi aynı söylemde ve aynı eylemdeler ne diyelim sağ olsunlar, var olsunlar. Bu arada ATATÜRK'ün şu sözü çok hoşuma gider diyor ki; "Geçmişi ne kadar çok unutursak geleceği korumak o kadar zor olur." Biz Kara Fatmaları mutlaka hatırlamalıyız sanıyorum.
Atatürk, Antalya yolunda mola verir kulağına bir türkü gelir "Ya bu türküyü çok sevdim bulun getirin bu türküyü söyleyeni" der. küçücük bir çoban gelir. Der ki "Sesin çok güzel bana da bir türkü okur musun?". Başlar çoban "demirciler demir döver tunç olur" diye. Bitince ATATÜRK dalmıştır "bis bis" der. Çoban böyle bakar. "Oğlum der bis" der "Çok beğendik tekrarla anlamına gelir". Hiç nazlanmaz gene aynı türküyü okumaya başlar. ATATÜRK türkü bitince cebinden bir harçlık çıkarır uzatır. Çoban hemen alır harçlığı, kuşağına kor, elini uzatır ATATÜRK'e "bis bis" der. Bu espri ATATÜRK'ün çok hoşuna gittiği için çok ünlü bir sanatçımızın yetişmesi sağlanacaktır.
Bir gazetecide Atatürk'e sorar "size der diktatör diyorlar ne dersiniz". Atatürk şöyle bir bakar, "Eğer ben diktatör olsaydım hanımefendi bu soruyu sorduktan sonra siz asla canlı kalamazdınız" diyecektir. Peki diktatör mü Mustafa Kemal bakalım...
(Devamı takip eden makalelerde)
Kaynak: Prof.İlknur GÜNTÜRKÜN KALIPÇI'nın Konferansı