Kadınlar için VÜCUDUMUZ bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Duyular hakkında detaylı bilgiye ulaştınız.
Dilerseniz VÜCUDUMUZ kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
kaç çeşit duyu vardır ve nelerdir?
Duyu yeteneği vücudun dışındaki ya da içindeki değişimleri algılama yeteneğidir. Duyu organları canlılara kendileri ve çevreleri hakkında bilgi sağlar. Duyuların bilince ulaşma süreci aşağıdaki evrelerden geçer: Belirli bir uyaran, kendisine özgü duyu reseptörünü etkileyerek onu uyarır. Duyu organlarından kalkan sinir impulsları sinirler aracılığıyla omurilik ve/veya beyine iletilir. Her saniye MSS’ne yaklaşık 1 milyon reseptör sinyali gelir. Bu sinyaller beynin talamus bölgesinde filtre edilir. Sadece kişi için gerçekten önemli olan sinyaller beyin korteksinde bilince erişir. Duyu organlarının reseptörleri belirli iç ve dış uyaranlar tarafından uyarılabilen ve uyarıları elektriksel ya da kimyasal sinir iletisine çevirebilen (ama çoğunlukla sinir hücresi olmayan) özelleşmiş hücrelerdir.
Deri duyusu
Vücudu dış dünya ile sınırlayan deride sayısız duyu reseptörü bulunur. Bunlar esasen dokunma duyusu ve sıcaklık duyusunu algılayan reseptörler olmak üzere ikiye ayrılır.
Ağrı duyusu
Deri ve vücudun içindeki birçok bölgede ağrı reseptörleri vardır. Ağrı duyusu hoş bir duyu olmasa da bunların varlığı yaşam için gereklidir çünkü ağrı duyusu vücudun içinde ve dışında gelişen ve organizmaya zarar verebilecek olaylarda bize alarm veren bir duyudur.
Derinlik duyusu
Uyanık durumdayken kol ve bacaklarımızın durumu hakkında bilgi sahibiyizdir. Eklemlerin pasif hareketlerini ve kaslarımızın karşısındaki bir direnci algılayabiliriz. Kaslar, kirişler ve eklemlerdeki reseptörler pozisyon, hareket ve güç duyularını MSS’ne iletirler. Böylece vücudumuzun mekan içindeki konumunu ve bu konumdaki değişimleri algılarız.
Koku ve tat duyusu
Koku duyusu, solunum yollarının başlangıcında hava için bir “kontrol istasyonu” işlevi görür. Koku duyusu ile kişinin duyguları ve otonom sinir sitemi arasında yakın bir ilişki vardır. Koku duyusunun reresptörleri burnun içinde yer alan reseptörlerdir. Tad duyusunun reseptörleri ağız boşluğunda çözünen maddelerce uyarılır. Tad duyusuna çoğu zaman koku duyusu da katılır.
Görme duyusu
Bütün duyular arasında görme duyusu insan için özel bir öneme sahiptir. Beyin korteksinin üçte biri ve beyindeki ileti yollarının neredeyse %40’ı görme sistemine aittir. Görme duyusu sadece ışığı ve renkleri algılayan bir araç değildir. Görme duyusuyla farklı uzaklıklar ve üç boyutlu uzay da algılanır. Göz boşluğunda bulunan göz küresi, çevresindeki yağ dokusuyla desteklenmiştir. Göz küresi altı adet kasla göz boşluğuna bağlı olup bu kaslar göz kürelerinin hareket etmesini sağlar. Göz küresinin en dışında bulunan beyaz renkli sklera tabakası göz küresine sağlamlık ve biçim veren tabakadır. Bunun ön tarafı saydamdır ve kornea adını alır. Kornea tabakasından göze giren ışık mercek tarafından kırılarak gözün içini döşeyen retina tabakasına düşer ve burada elektrik akımına dönüştürülerek görme siniri aracılığıyla beyindeki görme merkezine iletilir.
İşitme ve denge duyusu
İşitme ve denge duyusu organı olan kulak, kafatasının iki tarafında bulunan ve bir kanalla kafatasının içine açılan organdır. Üç bölümden oluşur: Dış kulak, Orta kulak, İç kulak Dış kulak Kulağın kesiti Kulak ayası kıkırdaktan yapılıdır. Kıkırdak dokunun etrafında çok katlı epitel dokusu mevcuttur. Kulak ayasındaki kıvrımlar, ses dalgalarının ortada yer alan dış kulak yoluna odaklanmasına yarar. Ortada bulunan dış kulak yolu kulak zarına kadar gider. Dış kulak yolunun açısı çocuklarda erişkinlerden farklıdır. Dış kulak yolunda yağlı sıvı salgılayan salgı bezleri ve kıllar vardır. Bunlar dışarıdan gelen küçük yabancı cisimlerin tutulmasını ve bunların kulak zarını etkilemesini önlemeye yararlar. Orta kulak Kulak zarından başlar özengi kemiğinde sonlanır. Kapalı kutu tarzındaki orta kulakta kulak zarının ses ile titreşimlerini ileten çekiç (malleus), örs (incus) ve özengi (stapes) kemikleri vardır. Bunlar iç kulağa titreşimleri iletirler. Çok yüksek sesler karşısında çekiç ve özengi adaleleri kasılarak iç kulağa seslerin bir kısmının iletilmesini engeller. Bu hareket iç kulaktaki hassas sinirlerin korunmasına yarar. Aynı zamanda kulak zarının gerginliği değiştirilerek zarın hasar görmesi önlenmeye çalışılır. Orta kulak içi basıncının düzenlenmesi de kulak zarını hava basıncı değişimlerinden korumaya yardımcı olur. Orta kulak içi basınç östaki borusu adı verilen boru ile ayarlanır. Bu boru farenkse açılır ve açılış kısmı yarık tarzındadır. Östaki borusunun farenkse açılan ağzının enfeksiyonlar nedeniyle tıkanması orta kulaktaki basıncın önce yükselmesine neden olur. Ancak, orta kulak mukozası etrafındaki kapiller sistemin içerideki havayı emmesi daha sonra basıncın düşmesine neden olur. Oluşan negatif basınç, farenksten mikroorganizmaları orta kulağa çeker. Bu durum orta kulak enfeksiyonlarının en önemli nedenidir. Özellikle çocuklarda östakinin daha yatay ve kısa olması ve sık olarak solunum enfeksiyonu geçirmeleri, orta kulak enfeksiyonlarının çocuklarda sık görülmesinin nedenidir. İç kulak İç kulakta, işitme ile ilgili titreşimleri alıp beyine ileten bir merkez vardır. Koklea adını alan bu merkez salyangoz kabuğuna benzer. Stapes kemiğinin küçük ittirmeleri bu salyangozun içindeki sıvıyı hareket ettirir. Sıvının hareketi bir piyanonun telleri gibi sıralanmış duyarlı sinir uçlarını titreştirir. Bu sinirlerden çıkan uyarılar beyine iletilerek sesin kalite ve seviyesi değerlendirilir. İç kulakta ayrıca denge korumaya yardımcı olan yarım daire kanalları mevcuttur. Bu kanallar sıvı ile doludur. Baş hareketinin yarattığı ters sıvı akımı kanal çevresindeki tüycüklerin hareketine neden olur. Tüycüklerdeki bu hareketlerin beyin tarafından algılanması ile denge sağlanmaya çalışılır.