Erkekte Kısırlık

Kadınlar için SANAL KLİNİK bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Erkekte Kısırlık hakkında detaylı bilgiye ulaştınız. Dilerseniz SANAL KLİNİK kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Erkekte kısırlık ve tedavi yöntemleri

Çocuk sahibi olamayan tüm çiftlerin yaklaşık üçte birinde erkek kısırdır. Erkekteki kısırlığın pek çok sebebi olduğu gibi pek çok da tedavi yolu vardır. Bir sıralar, çiftlerde gebe kalamama gibi bir sorun olduğunda sadece kadının kısır olduğu sanılırdı. Bu düşünce, her ne kadar halk arasında geçerliliğini bugün de korusa da son yıllarda artık yavaş yavaş kaybolmaktadır. Bugün kısırlıkla karşı karşıya olan çiftlerde sorunun üçte birinin erkekten, üçte birinin kadından, geriye kalan üçte birlik kısmın ise ortak faktörlerden kaynaklandığı biliniyor. Geçmişte erkek faktörden kaynaklanan kısırlık sorununa fazla dikkat çekilmemiştir. Çünkü o günlerde pek çok erkek vakada yapılabilecek fazla da bir şey yoktu. 

Erkekte Kısırlığın Sebepleri
Aşağıdaki durumlardan biri söz konusu olduğunda erkekte kısırlık olduğu söylenebilir. Sperm üretimi çok az sayıda olabilir. Semen sıvısının her bir mililitresi içerisinde milyonlarca sperm olsa dahi bu sayı, gene de yetersiz kalabilmektedir. Semen sıvısının her mililitresinde 20 milyondan az sperm bulunduğu takdirde erkek kısır kabul edilir. Ayrıca; spermlerin yapısı veya hareketliliği de bozulmuş olabilir. Dolayısıyla spermler yumurtaya ulaşamazlar veya ulaşsalar bile yumurta içine giremezler. 

Erkekte kısırlık sorununun pek çok kaynağı olabilir: 

Varikosel: Sperm kordonunda varis oluşur ve testislerin etrafında kan toplanır. Bu da bölgedeki ısıyı arttırarak spermlerin bozulmasına sebep olur. 

Genetik faktörler: Bazı erkeklerdeki Y-kromozomunun genleri bozuktur. Dolayısıyla, üreme sisteminin sperm yapma yeteneği bozulmuştur. 

İnmemiş testis: Bazı erkeklerde bir testis torbaya inmez ve kasık içerisinde kalır. Dolayısıyla bu testisin ısısı yükselir ve sperm yapımı bozulur. 

Testis kanseri tedavisinin yan etkileri: Radyoterapi, kemoterapi veya, bir veya her iki testisin de cerrahi olarak alınması kısırlığa sebep olur. 

Hipotalamus veya hipofiz bezi bozuklukları 

Germ hücresi displazisi: Sperm üreten hücrelerde anormallik vardır. 

Kabakulak gibi enfeksiyonlara bağlı olarak testislerde hasar meydana gelebilir. Testisler travmaya maruz kalmış olabilir. 

Bazı ilaçlar (kemoterapi ilaçları, alkol, marihuana, kadın seks hormonları) kısırlığa sebep olabilir. 

Erkekteki kısırlıkta çevresel faktörler: Bazı kimyasal maddelerin (sigara, DBCP zehiri) spermlerin dölleme yeteneğini azalttığı bilinmektedir. 

Antisperm antikorlar: Bağışıklık sistemi, spermlere saldırarak onları zayıflatan veya yapısını bozan antikorlar üretebilir. Bu durum sıklıkla vazektomi ameliyatından sonra görülür ve geriye dönüşümsüz olabilir. 

Bel soğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar spermlerin içinden geçtiği kanalları (vas deferens) tıkayabilir. 

Vazektomi ameliyatı 

Sıcak ortamlarda uzun süre kalmak: Her gün çok sıcak suda uzun süre kalmak gibi. 

Sürekli olarak dar pantolonlar veya külotlar giymek. 

Sperm Sayısı Düşüyor mu?
1992 yılında tüm ülkeler göz önüne alınarak yapılan bir çalışmaya göre; 1940 yılında mililitrede 113 milyon olan sperm sayısı, 1990 yılında 66 milyona düşmüştür. Bazı araştırmacılar, bu düşüşten içinde bulunduğumuz ortamlarda karşılaşılan ve hormonları etkileyen bazı kimyasal maddelerin sorumlu olabileceğini ifade etmektedirler. Öne sürülen teoriler bu konudaki tartışmaları alevlendirmiştir. 

Erkekte kısırlık konusunda şu ana kadar yapılan çalışmalar çok iyi kontrol altında tutulmamıştır. Bu çalışmalar hakkında yapılan değerlendirmeler, çalışma deneklerinin sadece belirli bir grup erkekten oluştuğunu, toplunu içinden rastgele seçilmediğini işaret etmektedir. Ayrıca, bu çalışmalarda yaş grupları, sperm örneği alınmadan önce cinsel perhiz yapılması, boşalma sıklığı ve denek başına yapılan sperm analizi sayısı gibi faktörlere de çok dikkat edilmemiştir. 

Erkekteki kısırlığa tedavi seçenekleri
Son beş yıl içerisinde kısırlık tedavisinde ve çocuk sahibi olmak isteyen kısır çiftlerin yönlendirilmesinde büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Kısır erkeklerin tedavisinde önemli bir mesafe alınmıştır. En büyük gelişme, gebeliğin sağlanmasında oldukça az sayıda spermle artık başarı elde edilebiliyor olmasıdır. Bu durum özellikle sperm sayısı az olan erkek vakalarda çok önemlidir. Yumurtayı dölleyebilmek için tek bir sperm bile yeterlidir. 

Kısırlık Tedavisinde Yeni Yaklaşımlar
Yeni gelişen yöntemlerde kadının ürettiği yumurta sayısını arttıran ilaçlar kullanılmaktadır. Bu yumurtalar ultrasonla izlenmekte ve bir iğne yardımıyla alınmaktadır. Daha sonra, alınan spermler cam bir enjektör yardımıyla her yumurtanın içinde bir adet sperm olacak şekilde yerleştirilmektedir. Bu yönteme, "intra-sitoplazmik sperm enjeksiyonu" (İSSE) adı verilmektedir. Daha sonra, yumurtalarda döllenme olup olmadığına bakılmakta ve embriyo gelişimi kontrol edilmektedir. Eğer döllenme gerçekleşir ve embriyo gelişimi devam ederse, bir kateter yardımıyla embriyolar kadının rahmine yerleştirilmektedir. 

Bu yöntemle gebelik başarısı %45'in üzerinde olup çoğul gebelik (genellikle ikiz) olasılığı da vardır. Çünkü rahime birden fazla sayıda embriyo yerleştirilmektedir. 

Erkekte kısırlık sorununu çözmek amacıyla geliştirilen başka yöntemler de vardır. Hormon yetersizliklerini, antisperm antibadileri veya enfeksiyonu ortadan kaldırmak amacıyla bazen ilaç tedavisi uygulanabilmektedir. Sperm kanalları tıkandığında veya sperm kordonunda varis oluştuğunda cerrahi müdahale bir alternatif olabilmektedir. Geri boşalma (spermlerin dışarıya değil de mesane içine atılması) görülen vakalarda, erken veya geç boşalma görülen vakalarda, sperm kalitesinin veya sayısının yetersiz olduğu vakalarda ve açıklanamayan kısırlığı olan çiftlerde, spermler kadının rahmine veya rahim kanalına yerleştirilebilmektedir. Eğer kısırlık daha önce geçirilmiş vazektomi ameliyatına bağlıysa bazı vakalarda geri dönüşüm sağlanabilmektedir.

Yazar
En Pratik Kadın
Eklenme Zamanı
5.12.2014 09:12:59
Yorum sayısı
0
İlgili Makaleler
Şeker Hastalığı ve Beslenme
Şeker Hastalığı ve Beslenme
Şeker Hastalığında Beslenme Nasıl Olmalıdır? Şeker hastalığı (Diabetes mellitus, DM) tedavisinin temelini oluşturan üç öğe diyet, egzersiz ve ilaçlardır. Bunlardan hastalar için uygulanması en güç olanı diyettir. Bunun çeşitli nedenleri arasında ikisi öne çıkar. Bunlardan ilki, diyet ürünlerinin farklı olması, diğeri de diyete uzun süreli uyumun zorluğudur.  Yemek yemenin...
»» devamını oku »»
Bel Ağrısında Ne Yapmalı?
Bel Ağrısında Ne Yapmalı?
Bel ağrısı ve tedavi yöntemleri Önce soğuk uygulayın: Bel ağrısına yol açan bir hareket yaptıysanız günde birkaç defa ağrılı bölgeye bir havlu ile sarılı buz torbası ile soğuk uygulama yapın. Ancak her uygulama 20 dakikadan uzun olmasın.  Sonra sıcak uygulama: İlk bir iki gün içinde ağrı hafifledikten sonra ağrılı bölgeye sıcak su torbası veya ısıtılmış havlu ile sıcak...
»» devamını oku »»
Diş Etlerinde Oluşan Bakteriler
Diş Etlerinde Oluşan Bakteriler
Diş eti hastalıkları Diş etlerinden bakteri plağı kaldırılmazsa sertleşir ve diş taşı ya da tartar olarak isimlendirilen birikintiler oluşur. Plaktaki bakteriler tarafından üretilen toksinler (zararlı maddeler) diş etlerine zarar verir. Toksinler diş etlerinin etrafındaki destek dokularını yıkar, dişlerden uzaklaşır, oluşan periodontal ceplerde daha fazla bakteri plağı...
»» devamını oku »»
Hayatımızda Stresi Arttıran Faktörler
Hayatımızda Stresi Arttıran Faktörler
Stres Yaratan Faktörler Nelerdir ve Nasıl başa Çıkılır? Ilık ve az nemli bahar havası insana huzur ve rahatlık verir. Buna karşılık atmosferdeki ısı ve nem oranı yükseldikçe insanın bedensel gücü azalır. Hareketleri zorlaşır. Çabası, ilgisi, giderek isteği kaybolur. Havadaki ısı ve nem oranı daha fazla yükselirse bitkinlik, halsizlik, yorgunluk artar. Ruhsal yaşantı bozulur....
»» devamını oku »»
Doğum Öncesi Kontrolün Önemi
Doğum Öncesi Kontrolün Önemi
Doğum öncesi kontrol Hamilelik sırasında annenin sağlığının mutlaka kontrol edilmesi gerekir.  Şimdi doğum öncesi kontrolün neden hayat kurtardığını anlatalım: Hamilelik sırasında kalp, böbrek ve dolaşım sisteminin çalışması yoğunlaşır. Eğer organlar bu duruma ayak uyduramazsa vücutta biriken hamilelik ürünleri anneyi zehirler ve lohusa humması ya da havale denilen bu...
»» devamını oku »»
Grip (İnfluenza) ve Soğuk Algınlığı
Grip (İnfluenza) ve Soğuk Algınlığı
Grip (İnfluenza) ve Soğuk Algınlığını birbirinden ayırmak gerekiyor Soğuk algınlığı (gribal enfeksiyon) ile influenzaya (grip) ilişkin semptomlar karşılaştırıldığında her ikisinin de farklı bir tablo oluşturduğu belirgin bir biçimde göze çarpmaktadır.  Grip nedir? Gribi tanımlamak sanıldığı kadar kolay değildir. Bunun nedeni grip etkeni Influenza virüslerinin birbirinden...
»» devamını oku »»
Yorum Yaz
Yeni Yorum Ekliyorsunuz !
Rumuz (*) Mail Yorum (*) Gönder