Şeker Hastalığı ve Beslenme

Kadınlar için SANAL KLİNİK bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Şeker Hastalığı ve Beslenme hakkında detaylı bilgiye ulaştınız. Dilerseniz SANAL KLİNİK kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Şeker Hastalığında Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Şeker hastalığı (Diabetes mellitus, DM) tedavisinin temelini oluşturan üç öğe diyet, egzersiz ve ilaçlardır. Bunlardan hastalar için uygulanması en güç olanı diyettir. Bunun çeşitli nedenleri arasında ikisi öne çıkar. Bunlardan ilki, diyet ürünlerinin farklı olması, diğeri de diyete uzun süreli uyumun zorluğudur. 

Yemek yemenin beslenme dışında, özellikle gelişmiş ülkelerde, sosyal aktivite, ödüllendirme ve stresi dağıtma gibi nitelikleri vardır. Ancak bunlar gerek kişi ve gerekse çevre tarafından suistimal edilmemelidir. Tüm bu faktörler diyabetik diyete uyumu güçleştirir. Ayrıca hekimlerin de diyete yeterince önem vermemeleri, prensipleri bilmemeleri ve diyete uyumsuzluk gösteren hastalarını yeterince anlayamamaları da önemlidir. 

DM'de diyetin amacı, şeker hastalığına bağlı komplikasyonların temelindeki metabolik olayların kontrolünün sağlanmasıdır. 

Kan şekeri ve lipidlerin (kan yağları), diyetin de katkısıyla istenen düzeylerde tutulması, kronik komplikasyonları önlemekte veya geciktirmektedir.

DM diyetinde vurgulanması gereken bazı hususlar vardır. Özellikle gençlerde büyüme ve gelişmeyi normal hızında sağlayacak, yetişkinleri uygun ağırlıkta tutacak, gebelik ve emzirmede artan ihtiyacı karşılayacak enerjinin temini önemlidir. 

DM'de diyetin başarılı olabilmesi için hekim, diyetisyen, eğitim hemşiresi, hasta ve yakınlarından ibaret bir "ekip" tarafından bilinçli bir şekilde yürütülmesi esastır. Etnik ve kültürel gıdalar ve hastanın ekonomik durumu da dikkate alınmalıdır. 

KARBONHİDRAT: DM'de diyetin total kalorisinin %55-60'I gibi yüksek oranlarda karbonhidrat önerilmektedir. İçerik olarak basit-rafine şekerlerden sakınılmalı ve kompleks türler tercih edilmelidir. 

FRUKTOZ: Nisbeten daha düşük glisemik yanıt oluşturduğu için diabetik gıdalarda tatlandırıcı olarak kullanılır, ama total-kolesterol ve LDL-kolesterolü artırabilir, ancak bu, fruktozun doğal kaynağı olan sebze ve meyvelerin sınırlandırılması için gerekçe değildir. 

YAPAY TATLANDIRICILAR: FDA'nın onayladığı sakarin, aspartam ve siklamat gibi enerji değeri olmayan tatlandırıcılar tercih edilir. 

PROTEİN: DM diyetinde protein oranı %12-20 olmalı ve günde en az 0.8 gr/g miktarında alınmalıdır. Büyüme çağındaki çocuklar ve gençlerde bu oran artırılabilir; aksine böbrek yetmezliğinde protein kısıtlanır. 

YAĞLAR: Toplam kalorinin %30'undan daha az olmalıdır. Doymuş yağlar total yağın %10'undan az olmalı, çoklu doymamış yağlar total kalorinin %10'undan az olmalı ve geri kalan %70-80'i de tekli doymamış yağlardan teşkil etmelidir. Günlük alınması gerekli kolesterol 300 mg'dan az olmalıdır. 

LİFLER (POSA): Diyabetik diyette posa kapsamın zengin olması, özel bir ek avantaj sağlamasa da genel sağlığı koruyucu etkiler için gereklidir. 

TUZ: Ortalama günde 2400 mg dan az olmalı ve 3000 mg'ı geçmemelidir. Hipertansiyon ve nefropati varlığında 2000 mg dan az olmalıdır. 

ALKOL: Aç karnına alınırsa hipoglisemi yapabilir; tersine özellikle obes diyabetiklerde ise yüksek kalori değeri dolayısıyla hiperglisemi yapabilir. 

VİTAMİNLER ve MİNERALLER: Özellikle antioksidan etkili olan A, C, E vitaminleriyle selenyum, çinko, manganez ve krom diyete eklenmelidir. 

Şeker Hastalığında Egzersiz
Egzersiz özellikle şişman diyabetiklerde kan glukozunu düşürür, uzun vadede egzersiz, kilo kaybına ve yağ dokusunun azalıp kas dokusunun gelişmesine yardımcı olur. Böylece bir dizi metabolik ve kardiyovasküler risk faktörleri de önlenebilir. Bunlar arasında trigliseridlerde azalma, HDL (iyi) kolesterolde artma, fibrinolitik aktivitede artma ve vazomotor tonusta, dolayısıyla kan basıncında azalma sayılabilir.

Tip II diyabetli (NIDDM) hastalar orta, ileri yaşlarda genellikle kilolu olduklarından ve birlikte diğer risk faktörlerine de maruz kaldıklarından tedavi amaçlı egzersiz planı yapılırken, kardiyovasküler statünün ayrıntılı bir şekilde incelenmesi için eforlu EKG ve ekokardiyografi dahil tüm tetkikler yapılmalıdır. Özellikle otonom nöropatisi olanlarda iskemik kalp hastalığı ve/veya aritmilerin oluşmasında ya da ağırlaşmasında uygun zemin mevcuttur.

Diabetiklerde ayaklarda ve bazen ellerde sensoriyel ve motor nöropatiye sık rastlanır. Buna bağlı olarak kas ve tendon lezyonları oluşabilir. Bu yüzden de uygun zedelemeyen egzersizler önerilmelidir. 

Dm'de egzersizin düzeni ve tipi
DM de yararlı bir egzersiz haftada en az 3 defa 30 dakikalık maksimal kalp hızının %70''ine ulaşılabilen bir egzersiz düzeyi gereklidir. 

"Maksimal kalp hızı = 220-kişinin yaşı" olarak tanımlanır. 

Egzersize ısınma hareketleri ile tedricen başlanır, egzersiz sonlandırılırken de tempoyu tedricen düşürüp yavaş yavaş bitirilmelidir. 

Zorlayıcı izometrik ve yaralayıcı riski yüksek egzersizler yerine gevşetici, izotonik egzersizler tercih edilmelidir. Bunlar arasında yürüme, yüzme, jogging ve bisiklet sayılabilir.
Yazar
En Pratik Kadın
Eklenme Zamanı
9.12.2014 07:44:15
Yorum sayısı
0
İlgili Makaleler
Sırt Ağrılarından Kurtulmanın Yolları
Sırt Ağrılarından Kurtulmanın Yolları
Sırt ağrılarından kurtulmak için nelere dikkat etmeli? Sırt ağrısını tanımayan yok gibidir. Kimi zaman belimizde kimi zaman da boynumuzdaki şiddetli ağrılar bizi birkaç gün rahatsız eder. Ancak bazen ağrılar daha uzun sürer ve kronikleşirse günlük yaşantımız dayanılmaz bir duruma gelir. Yapılan araştırmalar, sırt ağrılarının günlük yaşantımızda duruşumuza dikkat etmemekten,...
»» devamını oku »»
Ev Hayvanları
Ev Hayvanları
Ev Hayvanları çocuklar için zararlı mı? Çocuklar ev hayvanlarına bayılır ve hayvan çok geçmeden bir dost, oyun arkadaşı olup çıkar. Çocuk ile dört ayaklı arkadaşı arasındaki bu bağın, çocuğun büyümesinde önemli bir yeri vardır ve bir ev hayvanı, çocuğa yıllarca süren bir neşe ve arkadaşlık sağlayabilir.  Yaşı ilerlemiş kişiler doğal dünyanın ne kadar ilgi çekici, şaşırtıcı...
»» devamını oku »»
Gribe Yol Açan Virüsler Hangileridir
Gribe Yol Açan Virüsler Hangileridir
Grip Etkeni Virüsler Influenza A  Epidemi ve pandemilerin en sık nedenidir. Bu virüsün yüzey antijeni hemagglutinindeki noktasal küçük mutasyonlar (antigenic drift) 2-3 yıl arayla tekrarlayan epidemilere yol açmaktadır. Değişik influenza virüs tipleri arasında gerçekleşen gen alışverişi sonucunda ise her 10-15 yılda bir büyük çaplı antijen değişiklikleri ortaya çıkmakta...
»» devamını oku »»
AIDS
AIDS'in Seyri ve HIV Bulaşmasını Önleme
AIDS Hastalığının Gidişi HIV'e maruz kalma her zaman enfeksiyonla sonuçlanmaz, yıllar boyu tekrarlanarak maruz kalan bazı kişilerde enfeksiyon gelişmemiştir. Dahası, enfekte kişilerin pek çoğu on yıldan uzun süre hastalanmamıştır. Günümüzdeki ilaç tedavisinden yararlanmayan ve HIV ile enfekte bir kişide enfeksiyondan sonraki birkaç yıl içinde AIDS gelişmesi olasılığı yüzde...
»» devamını oku »»
Başağrısı İle Başa Çıkmanın Yolları
Başağrısı İle Başa Çıkmanın Yolları
Baş ağrısı ile başa çıkmanın yolları nelerdir? Başımız ağrıdığında ilk yaptığımız şey bir ağrı kesici almaktır. Kuşkusuz ağrı kesici ilaçlar başağrısında ne kadar erken dönemde alınırsa o kadar etkili olurlar ama bu ilaçlara ilave olarak bazı basit önlemler başağrısını geçirebilir:  • Strese bağlı gerilim baş ağrıları: Sıcak veya soğuk kompresi deneyin, ılık bir duş alın ve...
»» devamını oku »»
Grip Aşısı Öncelikle Kimlere Yapılmalıdır
Grip Aşısı Öncelikle Kimlere Yapılmalıdır
Grip aşısı neden  ve kimlere yapılır? Her yıl yaz mevsimi sona erdiğinde hekim ve hastaların kafasını grip aşısının gerekli olup olmadığı sorusu kurcalamaya başlar. Kimin aşılanması gerektiği yönünde artık kesin kriterler bulunmaktadır. Grip aşısı, influenza enfeksiyonundan %80 oranında korunma sağlamakta veya en azından semptomları hafifletmektedir.  Grip aşısı kimlerde...
»» devamını oku »»
Yorum Yaz
Yeni Yorum Ekliyorsunuz !
Rumuz (*) Mail Yorum (*) Gönder