Kadınlar için Bebeklikten-Yetişkinliğe Çocuk bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Çocuğumun Davranış Bozukluğunu En Erken Ne Zaman Teşhis Edebilirim? hakkında detaylı bilgiye ulaştınız.
Dilerseniz Bebeklikten-Yetişkinliğe Çocuk kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Çocuğumun davranış bozukluğu ve teşhisi
Çevre faktörlerine ya da çocuğun insan ilişkilerindeki aksamalarına yorumlanabilecek davranış bozuklukları çok erken, bazen dört ve altı aylar arasında belirlenebilir. Çocuk doktorları bazen, garip bir şekilde ağlayan ya da yumuşak adaleli, adale gerilimi düşük bebeklere rastlarlar. Çoğu kez bu belirtiler, adale gerilimindeki bir bozukluğa işaret eder. Fakat bazen ilerde ortaya çıkacak olan davranış bozukluğunun bir göstergesi olabilir. İnsanlarla göz göze gelmeyen ya da insanlarla anlamlı bir şekilde bakışmayan, oyuncak gibi cisimlerle, insanlar arasında bir farklılık algılamayan, uzun süre sallanan ve çevresinde olup biteni fark etmez gibi davranan bebekler, ilerde davranış bozukluğu gösterebilirler.
Bazı davranış bozukluğu olan bebekler, "dış dünyaya sırt çevirir gibi" uzun süre oturdukları yerde sallanırlar. Bazen fazla tepki göstermeden sızlanırlar, göz yaşı dökmeden ağlarlar. Bazı hasta bebekler, kimseden bir şey istemeden rahatsızlık vermeden, sıkılmadan mutlu görünürler, bu yüzden bu çocuklar, "uslu bebek" olarak adlandırılırlar. Bazı bebekler, diğer insanlarla temas etme ihtiyacını hiç duymazlar. Çoğu kez davranış bozukluğu gösteren çocuklarda beslenme sorunları belirir. Çok zor ve uzun süre açlıktan sonra yemek yediklerinden, anne-çocuk ilişkisi bozulabilir. Hele çocuk başka birinin yedirmesine karşı çıkmaz ise durum daha kolay teşhis edilebilir.
Sözünü ettiğim bütün bu belirtiler, aslında yalnız başlarına hiçbir anlam taşımayabilirler. Örneğin, birçok mutlu bebek, uyumadan önce sallanır ya da sağlıklı bir çocuk bazen anne elinden yemek yemeği istemeyebilir. Yalnız bu belirtilerin sürekli olması, ruhsal bozukluğun varlığını ortaya koyabilir. Bu belirtiler, çocuğunuza ve sorunların nedenine dikkatinizi çekmelidir.
Davranış bozukluğunun nasıl başladığını ve zamanında teşhis edilirse neler yapılabileceğini gösteren bir örnek verelim.
Birçok anne ve baba, çocuk birkaç aylıkken "alışsın diye" uzun süre ağlamasına göz yumarlar. Anne ve baba bu davranışla çocuğa, onları kontrol edemeyeceğini öğretmek isterler. Anne ve baba, bu yanlış yolu tuttuktan sonra, çocuğun "öğrenene kadar" vakitli vakitsiz, günlerce ağlamasına dayanırlar. Sonra, mutlu bir şekilde çocuğun ağlamamayı öğrendiğini söylerler. Bu "başarı"nın hazin sonucu, bebeğin yardım istemesine hiç kimsenin aldırmaması nedeniyle insanlara küsmesidir. Bebek, dünyaya arkasını dönmesini ve içine kapanmasını öğrenmiştir. Endişe, yaratıcı gerilim hissettiği zaman gerçeklerden ayrılan bir içine kapanma mekanizması geliştirmiştir. Bebek, belki de bu nedenlerden ötürü insanları tanımaz, göz göze gelmekten çekinir, cisimleri insanlara tercih eder ve kendi kendini uyarma yolunu seçer. Bu bebek, "uslu çocuk" gibi gözükürse de, aslında şizofreni belirtisi olan bir psikolojik korunma mekanizması geliştirmiş olur.
Eğer bebeğiniz bu şekilde davranmaya başlarsa, ona çok daha fazla eğilmeniz, daha fazla uyarmanız zorunluluğu doğar. Dünyaya küsmesini önleyecek sevgi, huzur ve güveni verebilmek için büyük çaba sarf etmeniz gerekir. On sekiz aylıktan önce, davranış bozukluğunun belirtisi fark edilip tedavi edilirse, şizofrenik içe kapanmanın önüne geçilme şansı büyüktür. Bu gelişim döneminden sonraki tedavi daha fazla zorluklar ortaya çıkarır.
Bu tür bir gelişimin çok sakıncalı olması nedeniyle yukardaki uyarıları sık sık tekrarlama gerekir. Üzülerek söylemek gerekir ki çok sık rastlanan bu durum, ruhsal bozukluğun çok ciddi bir şekline yol açmaktadır. Gerçeklerden uzaklaşma eğilimi, bir kez yerleştiyse, ilerki tedavilerin yarar sağlama şansı azalır, hatta bütün tedavi yöntemlerinin başarısız kaldığı da olur. Buna bağlı olarak, ağlayan her bebek, hemen kucağa alınırsa, şizofreni oranının ne şekilde gelişeceği merak edilmiştir.
Çocuğun Duygusal Sorunları
Yazan: Dr.Lee Salk