Kadınlar için SAĞLIKLI YAŞAM bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Kadınların Sağlık Konusundaki Yanlış İnanışları hakkında detaylı bilgiye ulaştınız.
Dilerseniz SAĞLIKLI YAŞAM kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Kadınların sağlık konusundaki bilgileri
Hayali hikayeleri ve masalları çocukluk yıllarınızda bıraktınız. Ancak sağlığınızla ilgili bir takım yanlış inanışları hala bırakamamış olabilirsiniz. Size hangi bilgilerin yardımcı olacağını, hangilerinin ise zarar vereceğini bilmemek sizi gerçekten incitebilir. İşte size kadın sağlığıyla ilgili çok sık rastlanan yanlış inanışlar ve asıl doğrular:
Yanlış
Büyük bir ihtimalle kanserden öleceğim, muhtemelen meme kanserinden.
Doğru
Aslında sağlığınızı tehdit eden en önemli rahatsızlık, koroner damar hastalıklarıdır. Her iki kadından biri kalp yetmezliği veya inme sebebiyle ölür. Bu ölümler, tüm kanser çeşitlerinden kaynaklanan ölümlerden daha fazladır. Geçtiğimiz aylarda Amerikan Kalp Cemiyeti, ilginç sonuçlar içeren bir araştırma yazısı yayınlamıştır. Bu araştırmaya göre kadınların sadece %8''i kalp hastalıkları hakkındaki doğrulardan haberdardır. Eğer siz de geriye kalan %92''lik kesime giriyorsanız, muhtemelen bu bir numaralı katile karşı kendinizi nasıl koruyacağınızı tam olarak bilmiyorsunuz demektir. Diğer taraftan; işe olumlu yönden bakılırsa kanserden korunmak amacıyla uygulamaya çalıştığınız bir takım önlemler bol meyve yemek, sebze ve hububat ürünleriyle beslenmek, sigarayı bırakmak, egzersiz yapmak, yağlı gıdalardan kaçınmak ve boyunuza uygun bir kiloya sahip olmak aynı zamanda kalbinizi de korumaktadır.
Yanlış
Meme kanserine yakalanmam. Çünkü ailemde kimsede bu hastalık yok.
Doğru
Annenizde veya kız kardeşinizde meme kanseri olması, sizin de bu hastalığa yakalanma ihtimalinizi arttırır. Bu doğrudur. Fakat meme kanserine yakalanan kadınların %80''inde aile hikayesi yoktur. Bunun da ötesinde, meme kanseri hastalarının %70''inde bilinen risk faktörlerinin hiç birisi yoktur kadın olmak dışında.
Meme kanseri riskini arttıran faktörler:
50 yaşın üzerinde olmak (yaşlandıkça meme kanseri riski artar)
12 yaşından önce adet görmeye başlamak
55 yaşından sonra menopoza girmek
Hiç doğum yapmamak veya ilk doğumu 30 yaşından sonra yapmak
Meme dokusunda biyopsiyle gösterilmiş hücresel değişiklikleri olmak Tek başına cinsiyetiniz bile meme kanserine yakalanma ihtimalinizi 10 kat arttırdığına göre (eğer 80 yaşına kadar yaşarsanız) şu anda alacağınız bir takım önlemler sizi daha sonra koruyacaktır.
40 yaşından sonra düzenli olarak mamogram çektirin
Meme muayenesi için yılda bir kez doktora görünün
Her ay düzenli olarak kendi memenizi muayene edin
Meyveden ve sebzeden zengin beslenmek, alkol alımını sınırlandırmak ve düzenli olarak egzersiz yapmak, meme kanseri riskini azaltmanızda size ayrıca yardımcı olacaktır.
Yanlış
Eğer yağdan fakir gıdalarla beslenirsem kilo veririm.
Doğru
Tüm dünyada böyle bilinen bu yanlış inanış, Amerikalıların neden yağdan fakir beslendikleri halde durmadan şişmanladıklarını açıklamaktadır. Yapılan araştırmalarda; son 14 yılda insanların diyetlerindeki yağı %7 oranında azaltmalarına rağmen, şişman insan sayısındaki artışın %9 olarak gerçekleştiği gözlenmiştir. İçinde yüksek oranlarda yağ olduğunu bildiğiniz gıdaların düşük yağ içeren formlarını yeseniz bile kilo almaya devam edebilirsiniz. Çünkü daha az yağ yiyor olsanız bile daha çok kalori alıyor olabilirsiniz. Otuz binden fazla Amerikalının yemek yeme alışkanlığı üzerinde yapılan bir araştırmanın sonucunda; günde üç, dört öğün az yağlı veya hiç yağ içermeyen gıdalar alan kişilerin, normal yağlı gıdalarla beslenen kişilerden daha fazla kalori aldığı gösterilmiştir. Unutmayın, az yağlı demek az kalorili demek değildir!
Örneğin; yarım kase vanilyalı dondurma ile yarım kase düşük yağ içeren vanilyalı dondurma arasındaki fark, sadece 40 kaloridir. Fakat; kalori alımını engellemek için, düşük yağlı gıdalar tercih ederken daha çok yiyebilirsiniz. Çünkü düşük yağ içeren gıdalar daha lezzetlidir. Dolayısıyla da bu yiyecekleri yemekten vazgeçmek daha zordur. Daha fazla yemek ise daha fazla kalori almak demektir.
Her halükarda diyetinizdeki yağı azaltmaya çalışın. Fakat eğer kilonuza dikkat ediyorsanız kalori hesabınızı da yapmayı ihmal etmeyin. Bir kadın günde ortalama 1600-2000 kaloriye ihtiyaç duyar. Günde kaç kaloriye ihtiyacınız olduğunu, kilonuzu 26''yla çarparak bulabilirsiniz.
Yanlış
Herhangi bir egzersiz yapmak yerine belli bir spor salonuna gitmek daha doğrudur.
Doğru
Sağlığınızı bir spor salonuna gitmeden veya mutlaka ter atmadan da yapabileceğiniz bir takım düzenli fiziksel hareketlerle de koruyabilirsiniz. Egzersiz konusunda bilirkişi olan bir grubun tüm bilimsel bulgular üzerinde üç yıl önce yaptığı bir incelemede; günde 30 dakika süreyle yapılan hafif şiddetteki egzersizin, kronik hastalık riskini azaltmak için yeterli olduğu sonucuna varılmıştır. Bu 30 dakikalık süreyi mutlaka bir defada da tamamlamanız gerekmemektedir. 10 dakika gezinebilir, 10 dakika bahçe işleri yapabilir, 8 dakika merdiven tırmanabilir ve 2 dakika süreyle de müzik eşliğinde dans edebilirsiniz. Amacınız günde minimum 150 kalori yakmak olmalıdır. Elbette ki daha çok kalori yakarsanız daha iyi olur. Tüm bunları; bir saatlik ev işi yaparak, saatte 2-3 kilometre yürüyerek, bahçeyle ilgilenerek, yüzerek veya bisiklete binerek kolayca gerçekleştirebilirsiniz.
Yanlış
Doğal gıdalar ve doğal ürünler daha sağlıklıdır.
Doğru
Bu temel olarak yanlış bir varsayımdır. Arsenik doğaldır, mantar zehri de öyle. Ama her ikisi de ölümüze sebep olabilir. Marketlerden satın aldığınız pek çok "doğal" gıda veya bu tarz gıdaların yan ürünleri muhtemelen güvenlidir. Fakat hiçbir zaman bunun garantisi yoktur. Pek çok vitamin, mineral katkıları ve bitkisel özlü ilaçlar, çok iyi denetlenmemekte ve, güvenli veya etkin olduklarının ispatı istenmemektedir. Bazı katkı maddelerinin kalp hastalıklarından korunmada vitamin E gibi faydalarına yönelik yapılan çalışmalar olsa da, sonuçlar henüz tam anlamıyla açık değildir. Bu tarz katkı maddelerinin hangi dozlarda alınması gerektiği veya ne kadarının aşırı olduğu henüz bilinmemektedir. Çünkü bazı katkı maddeleri ve bitkisel bazlı gıdalar, hala "yiyecek" sınıfına girmekte ve ülkelerin ruhsatlandırma komisyonları ilaçlar üzerinde uyguladığı katı yaptırımları burada yürürlüğe koymamaktadır. Üretici firmalar ve dağıtımcılar, herhangi bir hastalığı tedavi ettiğini ifade etmedikleri sürece ürünlerini bu şekilde satabilmektedirler. Ürünün yan etkilerini etiket üzerinde listelemek veya prospektüs hazırlamak zorunda değillerdir. Ürün içeriğinde olduğu iddia edilen maddelerin bile hepsini içerip içermediği garanti değildir. Yapabileceğiniz en iyi şey, bu tarz bir madde almaya başlamadan önce doktorunuza danışmaktır.
Söz konusu olan yukarıdaki beş konu olunca yanlışları doğrulardan ayırabiliyor olmak sizi sağlığınızla ilgili en büyük tehditlere karşı daha donanımlı hale getirecektir.