Kadınlar için Bebeklikten-Yetişkinliğe Çocuk bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Çocuğa Verilecek Cezanın Caydırıcı Olması İçin hakkında detaylı bilgiye ulaştınız.
Dilerseniz Bebeklikten-Yetişkinliğe Çocuk kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Cezanın ölçüsünü ne şekilde ayarlamak gerekir?
En önemlisi, verilen cezanın mümkün olduğu kadar "suç' a uygun olmasıdır. Bir çocuğun sabah dişlerini fırçalamadığı için uzun zamandır hazırlandığı, okul basketbol maçında oynamasını yasaklamak kesinlikle saçmadır. Basketbol oynamanın diş fırçalamayla en küçük bir ilişkisi olmadığı gibi, diş fırçalama da çocuğun uzun bir süredir heyecanla hazırlanıp beklediği önemli bir olaydan yoksun bırakılmasına sebep olacak nitelikte bir suç olmaktan çok uzaktır. Bu durumda yapılacak en uygun şey, çocuğunuzla birlikte banyoya gidip dişlerini fırçalamasını izlemektir. Ceza, gerek nitelik, gerekse nicelik yönünden çocuğun kabahatine eşdeğerde olmalıdır.
Ceza, orantısız ölçüde ağır olduğunda, çocuk neyi öğretmek istediğinizi anlamayabilir. Siz, çocuğa belirli bir şekilde davranmanın yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyor olabilirsiniz, ama eğer o, sizin davranışınızı zalimce buluyorsa kendi suçu gözünde önemini yitirebilir. Hatta sizin kötü olduğunuzu düşünerek kendini haklı bulabilir. Cezanın verdiği üzüntü, kendi suçunu unutturacak derecede güçlüyse yanlış davranmış olduğu konusunda düşünmeye yönelecek yerde, sizi suçlayacaktır. Hafif cezalar çocukta suçluluk duygusu uyandırmak ve davranışlarını olumlu yöne sevk etmek için çok daha etkilidir. Bu konuda yapılmış olan yüzlerce araştırmanın ortak sonucu, ağır cezaların çocukta, yalnızca bir daha ki sefere yakalanmamak gerektiği düşüncesini yerleştirmeye yaradığını göstermektedir.
Son zamanlarda sınıfta bir kız arkadaşını ittiği için öğretmeninin beş yüz kez, "Bir daha kızları itmeyeceğim" diye yazdırdığı bir ilkokul öğrencisiyle karşılaştım. Konuşmalarımız sonucunda bu cezanın onun kızlara karşı değil, fakat öğretmenine karşı olan tutumunu etkilediği açıkça ortaya çıktı. Bir daha sefere öğretmenin yakınlarda olmamasına iyice dikkat edeceğini söylüyordu. Arkadaşlarını itip düşürmenin ahlâki yönünü hiç mi hiç kavramamıştı. Kendi davranışını haklı, öğretmeninkini haksız buluyordu.
Çocuğunuz belirli bir konuda istenmeyen şekilde davranmakta direniyorsa, onunla konuşup böyle giderse bir ceza uygulamanın gerekeceğini belirtin. Ona cezanın dürüst bir şekilde ikiniz tarafından kararlaştırılacağını, kendinin bu konuda nasıl bir cezayı uygun gördüğünü sorun, ileri sürdüğü cezaların sizin aklınızın ucundan geçiremeyeceğiniz kadar ağır olduğunu görerek şaşıracaksınız. Bu tekniğe başvurduğumda, «Beni üç hafta aç bırak!», «Bir yıl boyunca hiçbir arkadaşımı görmeme izin verme!» vb. gibi tekliflerle karşılaşmıştım. Çocuğunuzu durumla bu şekilde karşı karşıya bırakmakla cezayı tayin etmede daha güçlü olduğunuz gibi onu hafifletmek yoluyla de çocuğunuzu düşündüğünüzü göstermiş olursunuz. Böylece, yine "zorlayıcı güç" olarak kalmakla beraber çocuğunuzu koruduğunuzu, ona şefkat duyduğunuzu ve her şeyden önce mantıki bir davranış yolu seçtiğinizi göstermiş olursunuz.
Çocuklarınıza uyguladığınız cezanın koymuş olduğunuz disiplin kurallarını destekler nitelikte olmasını sağlamak için durumu kontrol altında tutmanız gerekir. Ama aynı zamanda da çocuğunuza karşı duymakta olduğunuz ilgiyi göstermelisiniz. Onun duygularına önem vermeli ve onu anladığınızı belli etmelisiniz. Çocuğun duyguları dikkate alınmadan verilen ceza, gerçekleştirmek istediğiniz amaca hizmet edemeyecektir. Örneğin, çocuklarının odalarını derli toplu tutmalarını sağlayamamak, pek çok ana babanın ortak sorunudur. Bir çocuktan şüphesiz ki odasını titiz bir düzen içinde tutması beklenemez, ama üstünden çıkardığı giyim eşyalarını yerlere atılmış bir şekilde bırakıp çıkıp gitmesi de kabul edilemez. Çoğu zaman ana babalar bu duruma bir çözüm yolu bulamamanın sinir ve çaresizliği içindedir. Oysaki anne, yarından başlayarak dolaba asılması, yerleştirilmesi ya da kirliye atılması gereken türden yerde bulacağı bütün giyim eşyalarını bir kutuya koyarak kaldıracağını ve eşyaları geri almak istediğinde çocuğun on beş dakika süreyle ev işlerinde kendisine yardımcı olması gerektiğini belirtirse, çocuk durumun kendisini doğrudan doğruya etkilemesi nedeniyle davranışlarının sonucunu düşünmek zorunda kalacak, anne de böylece durumu oldukça kontrol altına almış olacaktır. Ayrıca annenin, bu konuda önceki bütün çabalarının boşa gitmesi nedeniyle son çare olarak bu yola başvurmak zorunda kaldığını özür diler bir tutumla belirtmesi de çocuğu etkilemekte yararlı olacaktır.
Çocuğa davranışının cezayla son bulacağını önceden bildirmek çok önemlidir. Uyarılma sonucu çocuğa seçim hakkı tanınmış olmaktadır; ya istenilene uyacak ve cezalandırılmayacak ya da eskisi gibi davranmaya devam ederek cezayı göze almış olacaktır. Vermeyi düşündüğünüz cezanın biçimini de çocuğa önceden bildirmeniz dürüst bir davranış olacaktır; böylece, istenilene uymadığında da neyle karşılaşacağını bilecektir. Bu arada eğer ceza; örneğin, poposuna bir şaplak vurmaksa, bunun fiziksel bir acı doğuracak kadar kuvvetli olması gerekmez, önemli olan, gücünüzü göstermiş olmanızdır ve hafif bir şaplak da istenen sonucu sağlamada yeterlidir. Bedeninin herhangi bir kısmına vurulmuş olan bir çocuğun, bu vuruş can acıtmayacak kadar hafif olsa bile, hemen ağlamaya başlaması çok anlamlıdır.
Çocuğun Duygusal Sorunları
Yazan: Dr.Lee Salk