Kadınlar için Bebeklikten-Yetişkinliğe Çocuk bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Anne Babanın Cinselliğe Bakışı ve Çocuklarını Eğitmesi hakkında detaylı bilgiye ulaştınız.
Dilerseniz Bebeklikten-Yetişkinliğe Çocuk kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Cinsel duygular konusunda ne düşünüyorsunuz?
Pek çok açık fikirli ana babanın konuya gereken önemi vererek dürüst ve açık bir şekilde çocuklarına üreme konusunda bilgi verdiğini müşahede ettim. Bu ana babalar, cinsel etkenliğin ve üremenin mekanizmalarını ayrıntılı bir şekilde tarif ederek çocuklarının cinsel eğitimini gerçekleştirmeye çalışmıştı. Bununla beraber (burada, hepsi demeyelim) pek çok ana babanın da çocuklarını cinsel duygularla karşılaşmaya hazırlamayı ihmal ettiğini gördüm. Cinsel etkenliğin mekanik yönlerini titizlikle açıklamış, fakat cinsel duyguların nasıl ortaya çıktığını ve ola gelmesi beklenebilecek çeşitli fiziksel duyumların neler olduğunu açıklamayı bütünüyle ihmal etmişlerdir. Bu arada bu tür açıklamaların küçük bir çocuğun sorularına cevap değil, fakat ileride çocuk buluğ çağına yaklaşmaktayken verilecek cinsel eğitimin bir parçası olması gerektiğini de belirtelim. Kanımca bu tür açıklamalar için en uygun zaman, cinsel yönden uyarmanın başladığı ve "erkeklerde penis sertleşmesi", kızlarda ise "klitoris kaynaklı haz" duygularının olageldiği orta çocukluk dönemidir.
Buluğ çağına yaklaşan ya da girmiş olan çocuğunuza karşı cinsin organlarına dokunmakla fiziksel bir uyarımla karşılaşabileceklerini, karşı cinsten bazı kişileri öpmek arzusu duyabileceklerini ve öpüşmenin kalp atışlarının hızlanması ve soluğun sıklaşmasından, kızlarda vajinayı nemlendiren bir salgıya, erkeklerde de penisin sertleşmesine ve boşalmaya yol açabilecek çeşitli iç tepkilerin oluşmasına neden olabileceğini anlatmanız gerekir sanırım. Çocuğunuz bu tepkilerin normal olarak ortaya çıktığını anladığında, bu tür bir durumla karşılaşınca, ola gelenin normal, önceden tahmin edilebilir ve hatta beklenilen bir olay olduğunu bildiğinden büyük bir sıkıntı ve gerginliğe kapılmaktan kurtulacaktır. Cinsel duygular konusunda uyarılmadığında ise çocuk, başına gelenin anormal olduğu gibi bir kuşkuya kapılabilir. Bu açıdan başka bir kimseye karşı duyulan güçlü bağlılık duygularını, o kimsenin sizi mutlu kılacak biricik varlık olduğu kanısını, her zaman birlikte olmayı, size yakınlığını arzulayacağınız tek kişi olduğu duygusunu uyandıran "aşk" konusunda tartışmaktan kaçınmayın. Bu tür bağlılıkların genellikle "cinsel uyanma" ile birlikte görülen doğal duygular olduğunu belirtin.
Buluğ çağına yaklaşan ya da girmiş olan bir çocukla konuşurken pek çok ana babanın düştüğü hataya düşmekten titizlikle kaçının. Şöyle ki, cinsiyet konusunda ahlaki açıdan öğüt veren çoğu ana baba, cinsiyetin ancak evli olunması şartıyla güzel olduğunu belirtmek gereğini duyar. Aynı zamanda da çocuklarını "evlilik öncesi cinsel ilişkilerin" kötü, hatta zararlı olduğuna inandırmaya çalışır. "Evlilik öncesi cinsiyet" konusundaki tutumunuzu evlilikte birlikte oluşacak bir yasal değişikliğe değil, fakat ahlaki, töresel ya da dinsel temellere dayandırın. Aksi halde çocuğunuz kafasının içinde gelişen bir çelişkiyi bir türlü çözemez. Nasıl olur da aynı şey hem güzel hem de kötü olabilir? Ve nasıl olur da güzellik ve kötülük yalnızca yasal bir işleme dayanabilir? Çocuk, bu sorularla uğraşırken, çoğu zaman kötülük kavramı onda derin bir iz bırakır ve ileride genç yaşlarda, evlilik dışı cinsel ilişkinin büyük bir suç olduğu duygusuna kapılabilir. Zaman zaman da ana babalar, kayıtsız bir tutumla cinsel ilişkiyi ele alan ve cinsel ilişkide bulunan kişileri ayıpladıklarını, davranışlarını çirkin bulduklarını belirterek farkında olmadan cinsiyeti kötülemiş olurlar. Cinsiyet konusunda serbest bir tutum izleyen kimselerle görüşmemelerini salık vermek de cinsiyetin yasak bir şey olduğu kanısını doğurabilir.
Çocuğunuzun düşüncelerinde "cinsel duygular" ya da cinsel etkenlik kötü ya da pis bir şey niteliğine büründüğünde, onda yalnızca yasaklanmış koşullarda, ya da yasaklanmış kötü, pis, toplumca kabul edilemez olarak damgalanmış fetişler yoluyla tatmin olabilen "cinsel arzular" gelişebilir. Cinsel ilişkiden, ancak zihinlerinde iffetsizliği ve rezilliği simgeleyen kimselerle birleştiklerinde, zevk alan pek çok kimse tedavi ettim. Bu gibi kimseler, tatmin olabilecekleri atmosferi yaratabilmek için çoğu zaman birleştikleri kimseyi küçük düşürmek, aşağılamak yolunu seçer. Bu davranış da cinsiyetin pis olduğu kanısının yerleşmiş olmasıyla sıkı sıkıya bağıntılıdır.
Çocuğun Duygusal Sorunları
Yazan: Dr.Lee Salk