Kadınlar için Bebeklikten-Yetişkinliğe Çocuk bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Anne Çalışmasını Neye Göre Ayarlamalı hakkında detaylı bilgiye ulaştınız.
Dilerseniz Bebeklikten-Yetişkinliğe Çocuk kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Bir anne, çalışma programını ne şekilde ayarlamalıdır?
Çalışan bir anne, çalışma programını çocuğu iki buçuk üç yaşlarına gelene kadar öğleleri eve dönüp onunla birlikte yemek yiyebilecek şekilde ayarlamayı denemelidir. Kısa süreli bile olsa sık sık beraber olma, gün içinde bir kez uzun süreli beraberlikten daha yararlıdır. Programınızı bu şekilde ayarlayabilirseniz, evde bulunmayışınızın çocuğunuzda yaratacağı huzursuzluk çok aza indirgenmiş olacaktır. Çok küçük bir çocuk bile, birlikte olma süreleri kısa aralıklarla yinelendiğinde, bütün gün beraber olmaktan fedakarlık edebilir.
Kısa bir süre önce görevli olduğum hastanenin laboratuvarında çalışan bir teknisyen, artık çocuğunun dokuz aylık olduğunu, haftanın üç günü çalışmasında bir sakınca görüp görmediğimi sordu. Haftanın üç günü çalışıp, geri kalan dört günü çocuğuyla geçirmeyi düşünüyordu. Ona, gün ortasında uzun bir süreyi çocuğuyla geçirmek şartıyla haftada beş gün çalışmasının kendisi için daha zevkli, çocuğu için de daha yararlı olacağını söyledim. Bu şekilde ayarlanmış bir program hem her gün çocuğuyla birlikte yemek yemek olanağını sağlayacak hem de tam gün çalışma olarak kabul edilebileceğinden dolayı onu daha fazla tatmin edecekti.
Gerek devlet dairelerinin, gerek özel iş çevrelerinin günlük çalışma saatlerini, çalışmak zorunda olan anneleri göz önünde tutarak ayarlamaları gerektiği kanısındayım. Bir kadına anne olarak ailesine karşı sorumluluklarını yerine getirmesi amacıyla gün ortasında uzun süreli bir izin verilmemesi için hiçbir geçerli neden göremiyorum. Ne gariptir ki, devlet dairelerinin ve bağımsız kuruluşların çoğu, kendileri için çalışan kişilerin ailelerine karşı olan sorumluluklarını hiç dikkate almaz. Erkekler, uzun ve yorucu iş yolculuklarına gönderilir, bir atama emriyle bütün bir aile alıştığı çevresinden koparılıp, bunun doğuracağı uyum sorunları gözetilmeksizin yurdun apayrı bir köşesine gönderilir. Endüstri kuruluşları çeşitli kararlarını aile ihtiyaçlarını dikkate alarak verselerdi, istifa ve işsizlik sorunu büyük ölçüde azalırdı kanısındayım. Örneğin, bir müessese bir memurunu uzun bir iş gezisine göndermek zorundaysa, masraflarını karşılayarak aileyi birlikte göndermeyi düşünmelidir.
Bu arada anneleri çalışan çocuklar, hastalandıklarında anneleriyle daha fazla beraber olabildiklerini sezer. Hiç bir anne, işi ne kadar önemli olursa olsun, çocuğunun hastalığına kayıtsız kalamaz. Bu nedenden ötürü de çocuk, annesinin kendisiyle daha fazla ilgilenmesini sağlamak amacıyla ikinci derecede hastalık belirtilerini geliştirmeye çalışabilir. Her ne kadar bu, çocuğun psikolojik ihtiyaçları açısından anlaşılabilir bir davranışsa da, zevk için değil, fakat ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak zorunluluğundan ötürü çalışan bir kadında büyük bir yıkıntıya yol açabilir. Böyle bir durumda kanımca, anne uzun bir süre için işten ayrılmasını gerektirse bile, çocuğuyla olan ilişkilerine öncelik tanımalıdır.
Çocuğun Duygusal Sorunları
Yazan: Dr.Lee Salk