Kadınlar için EN PRATİK KADINA AİT SÖZLERİ bilgilerinin paylaşıldığı bu yazımızda Sessiz Adam hakkında detaylı bilgiye ulaştınız.
Dilerseniz EN PRATİK KADINA AİT SÖZLERİ kategorisinde bulunan diğer makalelerimizi okuyarak daha başka bilgiler edinebilirsiniz.
Hayatı sıkıntıları ile ile yaşamaktı güzel olan
Dertliydi çok. Ama ne derdi vardı, kimin ile derdi vardı söylemezdi. Sadece susar ve tatlı tatlı tebessüm ederdi.
Çok sıkılmıştı gene bir gün. İçi içine sığmıyor, içi yarıp çıkmak istercesine kendisine isyan ediyordu. Bir çare bulmalıydı bu sıkıntıya. Böyle devam edemezdi. Durdukça, sustukça verdiği acı git gide içinde büyüyordu. Ama kime nasıl anlatabilirdi ki? Gün boyu kafasında kim sorusu ve içindeki isyankar sıkıntıyla uğraşıp durdu. Ne, yaptığı işin bir anlamı vardı o an, ne de söylenen sözlerin. Yürek dolmuştu çünkü, bu isyana çare bulmalıydı artık.
Bu düşünceler ile akşamı yaptı. "Bugünde bende saklı kaldın" dedi sıkıntısına. Artık iyice yorulmuş ve kendi iç sesi içinde, kaybolmaya başlamıştı. Birden arkadaşı aklına geldi. O da dertliydi. Onunda sıkıntısı isyanlardaydı. "Tamam dedi, ben ve o bu işi çözecek olanlar." Hemen telefonuna sarıldı. Tam arayacaktı ki çalan telefonunun sesi birden kendine getirdi. Bu kadarda olmaz dedi içinden. Kısa bir sohbetin ardından "bugün biraz dertliyim, takılalım mı?" diye sordu arkadaşı. Aradığı, duymak istediği ve zaten yapmayı düşündüğü şeyi telefonun ucundaki ses şuan ona soruyordu. Hemen kabul etti ve buluşmak için telefonları kapattılar.
Kısa bir süre sonra buluştular. Önce nereye gideceklerine karar verdiler ve gittiler. Her şey zaten ondan sonra başladı. Hayatında belkide hiç böyle olmamıştı. Bu kadar kendini kaybetmemişti. Neydi ki sıkıntısı. Neydi ona bu kadar hayatı unutturacak olan. Özlem miydi, öfke miydi yoksa sadece fark edemediği zamanın yorgunluğu muydu? Düşünmüyordu ki bunları o. Takmıştı işte bir şeye. O an ne olduğunun önemi var mıydı ki? Anlatmalıydı ve anlatıp unut malıydı sadece. Başladı iki arkadaş dertleşmeye. Biri sustu biri anlattı, diğeri sustu öbürü anlattı. Ya sonra....
Artık her şey boştu. Çünkü kendini bile unutmuştu. Kimdi, neredeydi, ne yapmış ya da yapıyordu. Sabah açtı gözlerini. Hala toparlanamamıştı. Ve hala kafasından bir şeyleri atamamıştı. Ne anlatıyor, ne de ağzını açıp tek bir laf söylüyordu. Sadece ve sadece her zamanki gibi tatlı tatlı tebessüm ediyordu. Sanki akşam olanlardan pişman olmuşcasına yüzüme bakıyor, uyumak ve uykularda kaybolmak istiyorum diyordu gözleri ile. Usulca ayrıldım sessiz adamın yanından. Az konuşan ama özünde çok şey anlatan bu adam, aslında aramızda hayatı en iyi yaşayandı ve ne yazık ki kendisi bunun farkında bile değildi. Gözlerinin önünden akıp giden güzel hayatını, dertle yükleyip kendi sıkıntısında boğulmak için bahaneler üreten bu adam, yaşadığı her şeyin kendi elleri ile çizdiği yollardan ibaret olduğunu geç de olsa anlar mıydı acaba?
Yazan: enpratikkadin.com